DİYARBAKIR – Diyarbakır Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü (DİSA), Temmuz 2009’da başlatılan “Dil Yarası: Türkiye’de Eğitimde Anadilin Kullanılmaması Sorunu ve Kürt Öğrencilerin Deneyimleri” başlıklı araştırmasını Sümerpark Resepsiyon Salonu’nda düzenlediği basın toplantısı ile açıkladı. Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı Necdet İpekyüz’ün yaptığı DİSA’nın açılış toplantısına bölgede bulunan STK temsilcilerinin yanı sıra yurt dışından enstitüye destek olan kurumlarda katıldı. DİSA’nın, Dilek Kurban, Fazıl Hüsnü Erdem, Meral Danış Beştaş, Mithat Sancar, Necdet İpekyüz, Nurcan Baysal, Osman Kavala, Raif Türk, Semahat Sevim Şar, Sertaç Bucak, Şemsa Özar, Şerif Derince, Vahap Çoşkun’da aralarında bulunduğu on altı kişinin inisiyatifiyle oluşturulduğu belirtildi. Açılış konuşmasını yapan Necdet İpekyüz, “Tarihsel birikimimiz bize Kürt meselesinin çözümünün ancak bu meselenin tüm boyutlarıyla ve derinliğiyle ele alınmasıyla mümkün olabileceğini öğretti. DİSA’nın amacı başta Kürt meselesi olmak üzere Türkiye’nin ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel sorunlarına yönelik derinlikli ve ayrıntılı araştırmalar yapılmasına katkıda bulunmaktır” dedi.
DİSA’nın ilk çalışması ‘eğitimde anadilin kullanımı’ oldu
DİSA’nın hedefinin ise araştırmaların sonucunda ürettiği bilgileri sorunların çözümüne temel teşkil edecek halde topluma sunmak ve geleceğe yönelik politikaların oluşturulmasına bilgi temelli katkıda bulunmak olduğunu söyleyen İpekyüz, “Enstitümüzün ilk araştırma ve çalışma konusu ‘Eğitimde anadilin kullanımı’ olarak tespit edilmiştir. Eğitimde anadilinin kullanılması bir insan hakkıdır. Çağdaş hukukun çerçevesini çizen bir çok metinde insanların kendi dillerinde bir eğitim yapmaları bir hak olarak tanınmıştır. Bütün vatandaşlarına eşit hizmet etme yükümlülüğü bulunan devletlerin görevi, bu hakkın kullanılması için gerekli önlemleri almaktır” dedi.
‘Türkiye’de herkese standart bir kimlik ve yaşam tarzı dayatan vatandaşlık anlayışı var’
Türkiye’de herkese standart bir kimlik ve yaşam tarzı dayatan vatandaşlık anlayışı olduğunun altını çizen İpekyüz, “Kürtler eğitimde anadil haklarını kullanmaktan mahrum edilmektedir. Bu mahrumiyet hem giderek zayıflayan Kürt dilinin korunmasını ve geliştirilmesini imkansız kılmakta, hem anadili Kürtçe olan çocukları eğitim süreçlerinde dezavantajlı konuma getirerek bu çocukların okul başarılarını olumsuz yönde etkilemekte ve hem de toplumsal barışı zedelemektedir” dedi.
İpekyüz, bu çalışmaların sunum ve yayınla sınırlı kalmayacağını dile getirerek, ulusal ve uluslararası çalıştay, rapor ve yayınlarla eğitimde anadilin kullanılmasının takipçisi olacaklarını söyledi. İpekyüz, konuşmasına kendilerine destek veren tüm kurum ve kuruluşlara teşekkür ederek son verdi.
Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Vahap Çoşkun, M.Şerif Derince ve Nesrin Uçarlar’ın yaptığı araştırmalar sonucunda Kürtçe ve Türkçe çıkarılan ‘Dil Yarası: Türkiye’de Eğitimde Anadilin Kullanılmaması Sorunu ve Kürt Öğrencilerin Deneyimleri” adlı kitabın tanıtımı yapıldı. Hazırlanan kitapta, “Ulus Devlet Eğitim ve Dil”, “Ulus Devlet Ulusal Kimlik”, “Ulus İnşa Etme Sürecinde Eğitim ve Dil”, “Eğitimde Anadilinin Kullanılmasına Yaklaşmalar”, “Anadilinde Eğitim Hakkı Ülke Örnekleri” gibi konu başlıkları yer alıyor.
DİHA